10 Aralık 2019 Salı

Bir resmin Anatomisi

Uzunca bir öykü

BİR RESMİN ANATOMİSİ
Bölüm I.
 
 
Uykusundan sıçrayarak uyandı. pamuklu yorganı üstünden attı, kalktı sedirin kenarına oturdu. Nefes nefese; “Anasını sattığımın rüyası. Korkuttu beni” dedi genç adam. Boynundan akan terleri elinin tersiyle sildi. Yattığı yastığı teriyle ıslatmıştı. Odanın içi alaca bir karanlık, penceredeki perdelerden belli belirsiz bir ışık sızıyordu. gözler alışınca ortalık bir parça aydınlık geliyordu. Yerde yatan çocuklar var, Hemen ayağa fırlayıp kalkamaz yavaşça doğruldu, ayağıyla  etrafını yoklayarak sofaya doğru ilerledi. Merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladı ayak uçlarına basarak. Kapıdan bahçeye çıktı. Gecenin aydınlığı beyaz taş duvarları ve kapı önündeki taşlığı gecenin rengine boyamıştı. Kapının yanındaki sedire çıplak ayaklarını toplayıp oturdu. Lacivert gökte yanan, sönen, göz kırpan, kayan  minik incilere baktı. Gözlerini kapatınca gördüğü rüyayı hatırladı tekrar.
   
Beyaz badanalı duvardan önce eller uzanıyor ellerine doğru, sonra kıvırcık saçlı buğday benizli bir çocuk yüzü beliriyor duvarda ve elini gence doğru uzatıyordu.

“Bizi bu zindandan kurtar. Beni ve annemi, ne olur kurtar bizi bu duvardan, bu mezardan. Kıyamete kadar böyle zindanda kalmak istemiyoruz” diye yalvarıyordu. Sonrasında alevler sarıyordu etraflarını. Kaç gecedir bu rüyayı görüyor korkuyla fırlıyordu yataktan genç adam.

Devamı için...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder