YIL İKİBİNONDOKUZ
AYLARDAN OCAK
Takvimin kapı aralığından
bakıyordum. Gazetelerde bir haber:
“Edirne’de
geri dönüşüm malzemesi yüklü bir talika (yaylı at arabası) çeken at, açlık
ve bitkinlik yüzünden yol kenarında yığıldı.
Edirne Belediye Başkan Yardımcısı, kaburga kemikleri kırılan atın iç kanama
geçirdiğini belirterek, ‘Sahibinin de izniyle at, daha fazla acı çekmemesi
için iğneyle uyutulacak’ dedi. “
Haberin görüntülü ayrıntısı için:
https://www.youtube.com/watch?v=0RGZt9do2u4
ASLINDA YOK BİRBİRİMİZDEN FARKIMIZ
onlar da senin benim gibidir
benden buraya kadar
derler günün birinde
onların da varsılı yoksulu şanslısı bahtsızı var
kimi bakıcının elinde
okşanır gün aşırı kaşağılanır
kim bilir belki kokular bile sürünür
kimi sadece sürünür
kırbaçlanır deh çüşle aşağılanır
yaşamı boyunca
kemikleri sayılır
sonunda bir gün olduğu yere yığılır
kırılır
deriden fırlayacakmış gibi duran o kaburgalar
gülü solunca
aç biilaç bitkin ve halsiz
senin gözün yaşarır burnunun direği sızlar
çaresizsindir çaresizsindir çaresizsindir çaresiz
Müstef’ilâtün Müstef’ilâtün Müstef’ilâtün Fâilün
atlarımız eşeklerimiz tavşan ve köpeklerimiz
kuşlarımız balıklarımız kertenkelemiz kedimiz
hepsi ve hepimiz
aynı durumda
edirne’de ardahan’da erzurum’da bodrum’da
bir kesim gümüş kuşamlıdır bakımlı ihtimamlı
berberli veterinerli masajlı saunalı ve hamamlı
bitkiler bahçıvanlı gübreli ilaçlı seralı ve camlı
bir kesim ise ”hüdâyî-nâbit’’tir
“bobiciğim benim” değil ‘’it’’tir
yüzüne bakılmaz bile
yok birbirimizden farkımız
beyaz at sadece talika çekmiyordu
onun ve insanların çoğunun çektiği
aslında çiledir çile...
-------------
Hüdâyî-nâbit :
1. Ekilmeden kendiliğinden biten (bitki): ''Kimsenin yed-i temellüküne geçmemiş olan dağlardaki hüdâyi-nâbit ağaçlar mubahtır'' (Cevdet Paşa).
2. Sâhipsiz, başıboş, kendi kendine yetişen (kimse): “Hüdâyi-nâbit bir delikanlı.”
YILMAZ ÖZDİL’DEN BİR PARAGRAF: (4 Haziran 2021)
İzmir Kuş Cenneti’nde pelikanları mangal yaptılar. Sakarya’da midilli cinsi minik atları çalıp, kilosunu sekiz liradan kasaba sattılar. Antalya’nın simgesi Akdeniz foku’nu kafasına vura vura katlettiler. Sahillerimize habire kurşunlanmış yunus cesedi vuruyor. Kurban bayramında elinden kaçırdığı boğaya tüfekle ateş eden var. Abant’ta beygire tecavüz eden mühendis yakalandı. Uçak için apronda deve kestiler. Geçen ay Zonguldak’ta hayvanat bahçesinden geyikleri çalıp yediler.
İnsan olarak yaşamak zaten zor ama, bu ülkede hayvan olarak yaşamak çok daha zor.
Bu yazıldıktan sonra Ada'nın fayton atlarını Hatay tarafına yolladıkları haberlerini izledik. O atcağızlar da orada telef olmuşlar. Kendimi toparladığım zaman onu da yazmaya niyetliyim ama bu tür yazı yazarken çok canım acıdığı için tırsıyorum da. Laylaylom yazmak bu yaşta daha rahat. Neyse, bakalım...
YanıtlaSilOÜ