8 Ağustos 2024 Perşembe

Biraz daha Fe(h)mi

 BİRAZ DAHA  FE(h)Mİ

 

Fe(h)mi' nin sırlarla dolu tahta bavulu
         ... Yaşam o kadar bol renkli, alacalı bir fırdöndü ki siz ona bakarken ve geçmişinizi hayal ederken yaşamadığınız  bir gerçeği mi görüyorsunuz yoksa canınızın istediğini mi anımsıyorsunuz işte orada bir keyfilik var gibi.  Belki keyfi seçicilik bu işin doğasında olabilir. Sen mesela istediğin kısımlarını hatırlarsın da ya o anının içinde yaşamış olan başkaları, ya da etraftaki figûranlar mesela bambaşka şeyleri hatırlıyor olamazlar mı?

“Ulan bütün bunları ben yaşadım mı, yoksa bunları ben mi uyduruyorum yüzüm kızarmadan sanki yaşamışım gibi?” Kendi kendime söylüyordum ki          

            “Ulan oğlum… bunca yıldan sonra kendini tutamayıp ta hepsini ayrılış gününde o yıkık virane evin o yıkık duvarında anlattığın o Garip[ öykü gibi masal benzeri bir başkasının yazdığı herhangi bir öyküyü mü  aktardın birader? Yani bunlar senin yaşadıkların değil mi? Yuff olsun sana, eğer başkasından  aktarıyorsan”.

1 yorum:

  1. “Akşam anamın son defa sildiği gaz lambanın camını kirletmek istemedim, onun parmak izleri temiz olarak kalsın dedim kendi kendime. Mutfakta duran bizim yağ kandilini yaktım, odaya getirdim. Babam üzerinde çeketi ve kasketiyle mindere kendini olduğu gibi bırakmış. Taşer de yanında sızmıştı, elinde katıksız ekmeğiyle.”

    Bence öykünün bu bir tek paragrafı bile kendi başına bir öykü olacak kadar özlü, güzel, ve dokunaklı. Tam bir usta işi. Bin yaşa Sadık. Aklına, anlatımına sağlık.



    YanıtlaSil