Yaşam bir uzun hikaye,
Sen yazarsın başkası okur,
Bildiğince
BOŞLUĞA AÇILAN PENCERE
 |
Soyut 2 / Okan Üstünkök |
Bir
zaman sonra Cibali’ye gönderildim, sürgün değil, terfiyen. Öyle ya, Muammer
Karaca’nın baş komiser olduğu karakola terfiyen değil de nasıl gelirdiniz.
Yamru yumru olan ilk karakol binası
geldiğimde terk edilmek üzereydi. Bayağı bayağı korkutucu binaydı.
Kararan badanaları, kalın parmaklıklı pencereleri nice kahkaha ve çığlık ve
inlemeleri gizliyordu ama bir duvarın karşısına geçip de gözünüzü dikkatle diktiğinizde
makyaj bozuluyor, akıyor, insanı tedirgin eden eski karakoldan kalan sesleri
duyuyordunuz... Karşımızda yaşayan bir hayalet gibi görünüyordu zavallı bina.
Bodrumdaki kuranglezler tevkifhaneleri ve yanındaki kara sac kapak ise
kömürlüğü gösteriyordu. Kömürlük
dediysem de basılan randevu evlerinden topladıkları madamalar kalabalık olursa
eğer, geçici olarak boş kömürlüğe de kapattıkları oluyormuş. Onun için dünyanın
en hoş, en latif ve dahi janjanlı kömürlüğüydü burası. Gözlerimin önüne,
rimelleri akmış beyaz jüponları kömürden
kararmış ama yine de makyajlarını tazeleyen madamalar gelince halâ gülerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder