28 Mart 2020 Cumartesi

Virüs, virüs, virüs


VIRUS ANTRAKTI

Virüs antraktında Galata köprüsünde oltacılar
Virüsün ortaya çıkışının onuncu mu, on birinci ayı mıydı şimdi hatırlayamıyordu ama benzer sabahlardandı. Eve işsiz olarak gelişinin altıncı ayıydı. Burasını gayet net hatırlıyordu. Boz bulanık bir havada Güneş doğmakla doğmamak arasında sancılanırken kolları başının altında bir süre tavanı seyretti. 

 Tavanın boyaları hafifçe sararmış, bazı yerlerde pul, pul kabarmıştı. Yaşamakta olduğu bu ev, bu salgında hayatını kaybeden annesinindi. Dalgın gözlerle tavana bakarken, göz kapaklarının ağırlaştığını demir bir perde gibi indiğini fark etti., Ne olduğunu anlamaya çalıştı, işte yine başlıyordu. Her şeyin o virüsle başladığını adı gibi biliyordu, derken inen demir perdenin derinden gelen o ağır metalik,  boğuk sesini duydu. Dong.

“Tamamlandı işte, bu sabah kapanmasaydı da ardına ulaşabilseydim ve orayı  görebilseydim, beni böyle korkutan, sıkıntı içinde geceleri uyutmayan, o virüsle tanışabilseydim! Artık gevşemek ve rahatlamak istiyorum” diye geçirdi içinden. “Neydi bu bütün insan yaşamını tehdit eden, sarıp sarmalayan, gırtlağına sarılan, ve yavaştan öldüren neydi bu böyle?” Onun kendinden emin ve mağrur bir ifadeyle sahneye çıktığını hatırlıyordu, ne yapacağını bilemeden ama bir şeyler yapacağını bilen bir uvertürdü başlangıçta.

 
Devamı için...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder