....
O Küçük kıyamette Zara’da askerdim sıhhıye eri. Uykuda yakaladı bizleri. Koğuşların olduğu yer tepede bir yerdeydi. Birden gürültüyle uyandım, Koğuş nöbetçisi kapıdan bağırarak depremi duyuruyordu. Başımıza tavanın sıvaları dökülürken fırladık, üstümüzü başımızı toplayamadan don gömlek içtima[1] alanındaydık. Daha sonra öğrendiğimize göre sabaha karşı Erzincan’da büyük bir deprem olmuş. Karanlıkta ayaklarımızın altında sarsıntılar devam ederken şaşkın tavuklar gibi sağa sola koşar adım....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder