3 Mayıs 2020 Pazar

Okan Hocamın Öykülerinden

Sultan İkinci Midas 

Bristol  Nisan 2020

Makine   ensemin derisini yolmasın diye berberin sürdüğü vanilya kokulu pudra her seferinde beni hapşırtıyor. Bir türlü alışamadım gitti.  Daha
koltuğa otururken kendisini uyarıyorum ama ne fayda? Unutmuş numarasına mı yatıyor, ne boksa, daha ben ‘’dur!’’ diyemeden bir avuç pudrayı yakamdan içeri boca ediyor.
 Yaşlı başlı birisi bu berber. Adı Rahmi.  Babamın berberiydi.  Sünnetçiydi de aynı zamanda. Rahmetli babam beni çocukken ona götürürdü. Sünnetimi de o yaptı. O yüzden o zamandan beri başka berbere gidemiyorum. Daha doğrusu  bir iki kez denedim. Çarşı içinde en az beş tane daha berber var. ‘’Berber berberdir, bu adam kuş kondurmuyor ya’’ diyerek  öbür köşedekine gittim. Rahat gelmedi koltuğu nedense.  Traşını da beğenmedim. Üstelik bir gece  rüyamda rahmetli  babam mezarından seslenip  ‘’niye Rahmi’ye gitmiyorsun, yoksa öldü mü?’’ demez mi? !  Vanilya kokulu pudrayı  babama anlatayım diye  öyle çabaladım ki karabasan oldu rüyam. Kan ter içinde uyandım. Kendi kendime ‘ ‘pudraysa pudra, kahrolası !’’ dedim.

Devamı için ...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder