Bristol Nisan 2020

koltuğa otururken kendisini uyarıyorum ama ne fayda? Unutmuş numarasına mı yatıyor, ne boksa, daha ben ‘’dur!’’ diyemeden bir avuç pudrayı yakamdan içeri boca ediyor.
Yaşlı başlı birisi bu berber. Adı Rahmi. Babamın berberiydi. Sünnetçiydi de aynı zamanda. Rahmetli babam beni çocukken ona götürürdü. Sünnetimi de o yaptı. O yüzden o zamandan beri başka berbere gidemiyorum. Daha doğrusu bir iki kez denedim. Çarşı içinde en az beş tane daha berber var. ‘’Berber berberdir, bu adam kuş kondurmuyor ya’’ diyerek öbür köşedekine gittim. Rahat gelmedi koltuğu nedense. Traşını da beğenmedim. Üstelik bir gece rüyamda rahmetli babam mezarından seslenip ‘’niye Rahmi’ye gitmiyorsun, yoksa öldü mü?’’ demez mi? ! Vanilya kokulu pudrayı babama anlatayım diye öyle çabaladım ki karabasan oldu rüyam. Kan ter içinde uyandım. Kendi kendime ‘ ‘pudraysa pudra, kahrolası !’’ dedim.
Devamı için ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder