21 Mart 2018 Çarşamba

Mimarlık Kantinindeyiz

Bu okul anısının ardından geçen sene Süleyman  ile Fatih'in Okulumuzu ziyaretinden kareleri sunuyorum.  Süleyma'nın yorumunu okuyunuz hocalar…




KANTİNDEYİZ KANTİNDE


Kantinde oturuyoruz, Ergun, Vedat, Yavuz ve ben, tepemizde de Aydın Kılcıoğlu var. Bir benim sırtıma abanıyor  bir Yavuz’un. Dışarıdan yayında.
Meşhur Mevlüt’ten çay almışız, (meşhurluğu şurdan, İdari, ilimlerden bile tost ve Meyko kola içmeye gelirlerdi, o tarihlerde), o rahatsız alçak masalarda. tabaksız, sıcak  çay dolu cam bardaklar elimizde, (Şimdilerde kağıt bardaklar var) tek kaşıkla karıştırmışız çaylarımızı hepimiz. Oturuyoruz, Kakara kikiri, çözülen makarada iplik misali; doluya da gülüyoruz, boşa da. Orta holde bütün canlılığıyla bir takoz maçı gidiyor ki çığlıklar okulu sarmış dense yeridir.
Vedat’ın elinde bir kalem, nerden bulmuşsa bir kağıt parçası. (Genelde biz mimarlarda kalem olur da kağıt olmaz, onun için mermer ve formika masalara doğrudan aplikasyon yapılırdı) Bir şeyler çiziyor, biz de onun üzerinde söylenebilecek en olmazı söyleyip, masada  kırılıyoruz gülmekten.

Devamı için...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder