30 Mayıs 2025 Cuma

Bir Garip Taksi Şoförü

 "Bir Garip Taksi Şoförü" III Bölümlük insancıl bir öykü


“Biz insanlar XX. YY da Haçlı seferlerinden daha sık aralarla sürüler halinde Dünyanın hemen her yanında savaşmış, bir yüz yıl içinde Orta çağdaki dünya nüfusundan çok daha fazla insan öldürülmüş ve çevre tahrip olmuş, ozon tabakası delinmiş, küresel ısınmayla iki derece sıcaklık artışıyla birlikte çevre geri dönülemeyecek şekilde tahrip olmuş” derdi Pavel.”

“Latoonya sevgili vatanım, göz yaşlarım seni kurtaracaksa eğer ağlarım… Kurtarıcın kanımsa eğer, kanımı sana bağışlarım” diye  annesinden duyduğu orta çağdan kalma bir ağıt geldi aklına.

Çocukken annesinden bir çok defa dinlediği Homeros’un satırlarını hatırladı. Akilleyus tarafından öldürülme anı gelmişti. Tıpkı yüz yıllar öncesinde olduğu gibi etrafındaki ihanet çemberinin daraldığını, henüz kılıf ve askılarından çıkarılmamış kılıçların yakında kendisine karşı çekileceğini biliyordu.

Bizimki başını sallayıp arabasına yürüdü, bir buçuk  saatlik bir iş, diye aklından geçirdi. Ama bura Stambol’du, hiç belli olmaz. Yüzyıllar önce Hektor Turuva’daydı Aleko Stambol’a gelmiş, Beykoz’a Baygın. “yaşamak için güzel burası. Üstelik vapur sesleri de cabası” diyordu. 

23 Kasım 2024 Cumartesi

Balll Manifestosu

  DÜN BENİM GÜNÜMDÜ... 

Balnet muhabiri Arı Muhittin  bildiriyor.

“Arılar  Doğal hayatın en ağır işçisi olmalarını dünyanın gözleri önünde her kovan, kovuk ve korunaklarda Kraliçe ve tembel erkek arılar ile eşşek ve dahi eşek oğlu eşşek arılarının gözleri önlerinde toplanarak, geçerli olan çalışma süresi ve koşullarıyla ilgili gezegenin her yanında geçerli olabilecek bir Manifesto hazırladılar ve her kovan ve kovuklardaki  Kraliçelerine takdim ettilerDün sabahın ilk ışıklarıyla uyanan işçi arılar -ki bütün arı nüfusunun % 90 95 ini oluşturan kesimidirler- içgüdüleriyle karar verip hep birlikte işe çıkmayıp ortak alanlarda toplanarak başlarındaki kraliçelerine kararlı ve ağırbaşlı bir rest çektiler.”

Ey çalışkan  ve fedakâr işçi kardeşlerimiz! Toplanınız! Hayat bizim için çetin ve kısa. Gezegenin bütün işçi arıları, birleşiniz!

Devamı için...

30 Eylül 2024 Pazartesi

Bir çöl öyküsü


PREHİSTORİK BİR ÇÖL ÖYKÜSÜ

                    ... Kara böcek olduğu yerde arka ayaklarını gerdi, tos vurmaya hazırlanan güç ve enerji dolu bir koç misali başını  öne eğerek kocaman gövdesini damperli kamyon gibi yükseltti. Kara renkli kanatlarında yoğunlaşan havadaki nemin kanatlarından ağzına  doğru duru bir su damlası olarak yuvarlanışını keyifle seyretti. Biraz sonra o muhteşem su damlası ağzının içindeydi.

... “Oysa ilerleyen uygarlıkla beraber sonunda bencilliğin zirvesine ulaştı insanlık” Yani organik yaşam formu yerine sadece  kendi kendine yeten metalik yaşam formuna ulaşınca mükemmeli arama devri sona erdi. İnsandan başka hiç bir şey yoktu artık. Evrenin hemen her yanında, havaya suya ihtiyaç duymayan, civata ve somun kafalı bir ayak boylu, atölyelerde üretilmiş, metalik yaşam formlarına rastlanır oldu. 

        Tamamını görmek için...

Bu öykü İle bİlİmkurguya dogru bir üvertür y Ne olacak bu İnsanligın halİ? y

8 Ağustos 2024 Perşembe

Biraz daha Fe(h)mi

 BİRAZ DAHA  FE(h)Mİ

 

Fe(h)mi' nin sırlarla dolu tahta bavulu
         ... Yaşam o kadar bol renkli, alacalı bir fırdöndü ki siz ona bakarken ve geçmişinizi hayal ederken yaşamadığınız  bir gerçeği mi görüyorsunuz yoksa canınızın istediğini mi anımsıyorsunuz işte orada bir keyfilik var gibi.  Belki keyfi seçicilik bu işin doğasında olabilir. Sen mesela istediğin kısımlarını hatırlarsın da ya o anının içinde yaşamış olan başkaları, ya da etraftaki figûranlar mesela bambaşka şeyleri hatırlıyor olamazlar mı?

“Ulan bütün bunları ben yaşadım mı, yoksa bunları ben mi uyduruyorum yüzüm kızarmadan sanki yaşamışım gibi?” Kendi kendime söylüyordum ki          

            “Ulan oğlum… bunca yıldan sonra kendini tutamayıp ta hepsini ayrılış gününde o yıkık virane evin o yıkık duvarında anlattığın o Garip[ öykü gibi masal benzeri bir başkasının yazdığı herhangi bir öyküyü mü  aktardın birader? Yani bunlar senin yaşadıkların değil mi? Yuff olsun sana, eğer başkasından  aktarıyorsan”.

6 Şubat 2024 Salı

Resim Sergisi /Okan Üstünkök


 Büyük DEPREMin yıl dönümünde bu insanın yüreğini acıtan müziği ve Okan hocamın gerçekten birbirinden değerli tabloları (tablo mu Resim mi demek lazım) Yirmi birinci yüzyılda eski değerler yeni anlamlar kazanıyor. Telefonlar müzik çalar, fotoğraf makinası, film makinası vs ye döndüler. Konuşuyorsun yazıya geçiriyor sonra. bir monitora bağlıyorsun projeksiyona dönüşüyor  vs. Ayrıca konuşuyor da. 

İşte buna Asr-ı Saadet demek  akıllarımızdan geçerken insanın karakteri ve tabiatı aynen yontulmamış bencil acımasız ve kıskanç olarak duruyor, güçlü zayıfı altına almış eziyor ha eziyor Eric Satie'nin müziğini dinlerken o acımasızların isterik çığlıkları altında ezilenlerin hüznünü duyuyoruz da umursamıyoruz.  İki sene öncesinde yapmış olduğum bu video sergide tablolara eşlik eden abstract  müzikle birlikte vitrindeki insanı seyrediyorsunuz daha nice yıllar seyredeceğimiz gibi.  

9 Aralık 2023 Cumartesi

Hasret

 Bu sabah içimde bir sıkıntı, havadan olmalı, kapalı, puslu ve çisentili. şiir gelmiş kapısına yüreğimin.

        

HASRET BENİM EKMEĞİM

Gideli yıllar oldu sevdiğim,

Hasretin bağrında bir kor.

Ölüm ayrılığa benzer derler,

Oysa dinmeyen hasret

Ölümden de beter.

Gördüğüm akşam seni,

Bayram olmalı her kavuşma.

Ama öyle mi?

 Sen Haşim’in şiirindeki

Göl yüzünde şarap renkli

 Bir hayalsin titreyen.

 Seni seyrederim,

Solgun mavisinde Eymir’in.

Yüzümde bir tebessüm.

Hissederim

İçimde bir sevinç belirir,

Beklersin diye beni

Ama hasret bu, biter mi?

Oysa o benim ekmeğim.

Uyandığımda sabahleyin,

Ben onunla siftah ederim.

                  Ankara 9 Aralık milatta (2023)

2 Kasım 2023 Perşembe

Kocatepe'yi kurtarmak



KOCATEPE'Yİ KURTARDIK

 Eskiden olsaydı ve de bu yazı bir paşaya yazılmış arzuhal  olsaydı şimdi benim yaptığıma benzer şekilde ağdalı ve okkalı bir giriş ile başlardı:

Evvela muhterem Suha hocama bahusus Kocatepe külliyesini  derli toplu anlattığı için şükranlarımı sunar, ellerinizden pus ederim. Hocalığın  bir ömür sürecek bir tarz-ı hayat olduğunun nadir ve nezih bir misalini, tekaütlükte yeni tabirle emeklilikle sona ermeyeceğini   bilakis devam edeceğini sarihen açıklamışsınız.

Filhakika bu yazı münasebetiyle karşıda  bekleşen ve de projenin inkişafını ve bence namütenahi bu çekişmeyi seyreden  cemiyete nasıl tesirinin olabileceğinin de ortaya koyma  lüzumunu hissettiğimi ifade etmeme müsaade buyurun, efendim.”

 

***

Benim çocukluk heyecanlarımdan biri olmuştu Kocatepe deki Cami projesinin resmini görmek.

Devamını görmek...