SU ÜZERINE YAZI
Evin balkonundayım Abidin’le beraber… Sabah sabah
hafiften bir rüzgâr, ürpertiyor insanı. Mevsim sonbahara dönmüş, bu demek ki bu
yılı da bitireceğiz yakında. Saksı, saksı, sardunyalar, begonyalar, açelyalar, Afrika
menekşeleri farklı, farklı renklerde. Karımın merakı. “Çiçeği, hayvanı seven insanları
da sever” der durur. Üşenmez tek tek sular, kurumuş yaprakları ayıklar, tımarlar, konuşur onlarla. Onlar da
dinlerler…
İşte Abidin bu. |



Cuppadak!
Dalıyor bir avuç suyun içindeki derinliğe, sonra "İmdat boğuluyorum" der gibi damlacık,
Dalıyor bir avuç suyun içindeki derinliğe, sonra "İmdat boğuluyorum" der gibi damlacık,
Kurtulmak ister gibi şimdi havada , ardından yine suda, kabın kenarına giden dalgacıklar halka halka, geri geliyorlar, örtüyorlar üstünü, gömülüp gidiyor damlacık. Kavuşuyorlar damlacıklar tek tek, tane, tane, su oluyorlar.
Nerelerden yola çıktılarsa herbiri, çok şey var birbirlerine, söyleyecekleri...
Havada saklanmışlar, kimse farkında değil.
O halde gezerken, sen gel yaprakların üstünde yoğunlaş, vücut bul, görünür ol ve sonra yuvarlan git bir tasta bekleyen özüne kavuş…
O halde gezerken, sen gel yaprakların üstünde yoğunlaş, vücut bul, görünür ol ve sonra yuvarlan git bir tasta bekleyen özüne kavuş…
Kalıbımı basarım varlığı bir mucize bu molekülün. Havada
gazken aynı anda, aynı yerde aynı sıcaklıkta hem katı hem sıvı halde görebilirsiniz, ya da havadadır, hiç göremezsiniz.
Adam bizim koyduğumuz fizik ve kimya kurallarına meydan okumakta.
Kimyasalen iki Hidrojen bir Oksijen ve iki adet de bağ. Bunlar aralarında,
bilim insanlarının dedikleri “iki senden bir benden” anlaşmasına varamasaydılar,
n’olacaktı? No su, no buz, no atmosfer ve olmayan canlılık.
Su evrende nerede bulunursa, orada bir hayatı müjdeliyor, bağrındaki anaç ortamda hücreler doğuyor hücreler büyüyor, bir yaşam başlıyor…
Sabahın serinliği hafifçe ürpertti beni. Abidine baktım, korkuluk duvarına tırmanmış, demirlerin dışına çıkmış, beş parmaklık bir çıkıntıda yürüyüp 5. kattan aşağıdaki bahçeyi ve etrafta kanat çırpan kumruları seyrediyor oğlan. Üzerimize gelen bazılarından son derece heyecanlanıp olduğu yerde çakılıp, gözler mıhlanmış, onun balkona gelmesini bekliyor. Böyle durumlarda "Abidin, içeri gel" bile diyemem, dikkati dağılır dengesi bozulur diye.
Biraz sonra ümidi kırıldı, balkona döndü. Yere inip plastik kaptaki suya koca kafasını daldırdı, bir iki dil vurması sesi geldi. Bana baktı meydan okur gibi, "Gel sen de korkulukta gez de görelim" dedi, çekti gitti içeri. Ortamdaki büyüyü de bozdu ardı sıra...
Aklıma geldi, günün birinde ismi lazım değil, bir adaya denizden bir boru hattıyla su pompalamaya, can vermeye başlamıştık ya, -halâ adaya değil denize akıyordu o tarihte (21 Şubat 2016)- O sırada çöl kıyısında bir devletcik, “ben de sizden su isterim.” demişti. Zaman geçti. Şimdi adamlar taş atan çocukların ellerini postallarıyla hiç kırmamışlar, on yaşlarındaki çocukları gözleri bağlı, ağlata ağlata götürmemişler gibi, birden insaniyet havarisi kesildiler, biz de “one minute” demiştik, ama baktık insanlaşmışlar, OECD ye girmesine olur dedik, büyük bir siyasi zafer kazandılar. Biz ise saflık, aldatılmışlık...
Biraz sonra ümidi kırıldı, balkona döndü. Yere inip plastik kaptaki suya koca kafasını daldırdı, bir iki dil vurması sesi geldi. Bana baktı meydan okur gibi, "Gel sen de korkulukta gez de görelim" dedi, çekti gitti içeri. Ortamdaki büyüyü de bozdu ardı sıra...
Aklıma geldi, günün birinde ismi lazım değil, bir adaya denizden bir boru hattıyla su pompalamaya, can vermeye başlamıştık ya, -halâ adaya değil denize akıyordu o tarihte (21 Şubat 2016)- O sırada çöl kıyısında bir devletcik, “ben de sizden su isterim.” demişti. Zaman geçti. Şimdi adamlar taş atan çocukların ellerini postallarıyla hiç kırmamışlar, on yaşlarındaki çocukları gözleri bağlı, ağlata ağlata götürmemişler gibi, birden insaniyet havarisi kesildiler, biz de “one minute” demiştik, ama baktık insanlaşmışlar, OECD ye girmesine olur dedik, büyük bir siyasi zafer kazandılar. Biz ise saflık, aldatılmışlık...
Yakında
muhtemeldir ki nerden buldukları meçhul, doğal gaza karşılık bizim akar
suyumuzdan rica edecekler…
Biz de Rusya’dan yana yanığız ya, Torosların
ırmağı, gün gelecek, gidecek Allahın çölünü sulayacak. Hatta metreküp başına para
da verirler belediye tarifesinden. Demem o ki; suyu gurbete gelin vereceğiz, “Berdel” olarak. Kimbilir orada buharlaşan Manavgat suyumuz belki bir gün gelecek
Toroslara yine bir yağmur olarak düşecek, kaçıncı kez kimbilir...
Adamlar sonunda ne kadar kazanacaklarsa,
şimdiden yarattıkları gemi kazasından ve o sırada öldürdükleri insanlardan, utanmışlar gibi özür dileyip, ölenlerin
ailelerine tazminat ödemeyi bile düşünüyorlarmış...
Ama bunların bir avuç toprakları var,
üstelik bizim gibi huzurlu da değiller. Kutsal kitaplara göre ömrü boyunca da huzursuz
kalacaklarmış, sezaryenle doğmuş bu memleket. Ama yine de bize gaz satacaklar, tohum sattıkları, damızlık yumurta sattıkları gibi. Peki,
nerden buldular kendi topraklarında olmayan bu gazı? Peki onlar bu gazı
bulurlarken biz neredeydik, neden biz bulamayız da onlar bulurlar?
Selam olsun Anadolumuza, ata
yadigârımıza, beş, on yıl sonra yarıya yakını çölleşecek olan bu topraklara, yaşamaya
mecbur olduğumuz kaderimize selam olsun.
Kıymetini bilin vatanınızın, hür yaşayın bu
topraklarda, bu günlerde vatan toprağı bulmak, son derece pahalı değil, hayalden
de öte. Adamı çoluk çocuk demeden huduttan hududa süründürüyorlar yayan yapıldak, havasız kamyon kasalarında ya da çatıdayan hurda teknelerde sefil halde. Filme de alıyorlar. Aslında sizler umurlarında değilsiniz. Siz kucağınızda bir bebek panik halinde koşarken, daha dramatik olsun diye çelme takıp çamurlara yuvarlanışınızı da filme çekerler. Hatta bu günlerde savaşları bile "on line" yayınlamak moda...
Akşam haberlerine yetiştirip böyle bir trajedi üzerinden kanallarına reyting sağlamak peşindeler. Kim daha trajik sahneyi çekerse parsayı o topluyor...
Neye inanıyorsanız ona dua edin de akşam haberlerine konu olmayın.
Akşam haberlerine yetiştirip böyle bir trajedi üzerinden kanallarına reyting sağlamak peşindeler. Kim daha trajik sahneyi çekerse parsayı o topluyor...
Neye inanıyorsanız ona dua edin de akşam haberlerine konu olmayın.
Sevgili Sadik,
YanıtlaSilNeden bu güzel yazilari gurupla paylasmiyorsun?