BİR “STARTRACK” KLASİĞİ
(Kamera uzayda aheste yol alan Enterprice uzay gemisinin dıştan gösterir.
Pan hareketiyle gemiyi tarar, arkasından bir zoom hareketiyle geminin komuta
merkezine girer. Komuta merkezinde ortada Kaptan Körk, başında kipasıyla kumanda
koltuğundadır. Ön sırada seyrüsefer
subayı üsteğmen Mr Sulu Japon veya Çinli asıllı olması muhtemel, gözler çekik
çünkü ve yanında yardımcısı.teğmen Mss Aşura Arap asıllı Amerkan vatandaşı, tesettür
giyimli, yüzü peçeli genç bir bayan, önlerindeki
konsolda yanıp sönen ışıklara bakmakta ve arada sırada sürgülü potansiyometrelerin
ayarlarıyla oynamaktadırlar).
Act
I Sahne 1
Sir Kaptan Körk-(Komutan koltuğunda oturarak ön duvardaki büyük ekrana bakarken, günlük
raporunu kayıt ettirmektedir.) Yıldız tarihi 2120, Mayıs, günlerden Pazar olmalı. GMT 9:45. Yorucu bir
yolculuktan sonra Federasyon üyesi Centurino gezegenine yaptığımız dostluk
gezisinden Dünya’ya dönüyoruz. Enterprice’ın
aylık bakımının yapılması için İstanbul’da garaja çekeceğiz, Onbeş gün
buradayız.
Sorun
kaydı: Bütün yolculuk boyunca gemi 5 ışık hızına çıktığında 0.001 mikron sola
çekmekte. Bu küçük sapma Centurino gezegeni yerine onun ikizi ve rakibi olan Tombolino
gezegenine çıkarttı bizi, tam zamanında fark ederek aniden sağa döndük ve oradan
zor kaçtık. Yaklaşık bir ay gecikmeyle Centurino’ya
ulaşabildik. İstanbul Garajından Necati
ustanın dikkatine.
(Yana döner seslenir) Mr Spock ,
Konumumuz?... (Kamera Sol tarafta konsol
başında kulağında Walkman kulaklıkları
takılı oturan bir adama döner)
Mr Spock-(Vietnam’ın
Saygon’nundan bir uzak doğulu, Çinli ile tilki karışık bir tip) Merkür’ün
yanından geçiyoruz Kaptan, yörünge düzeltmesi gerekiyor, sinyaller zayıflıyor.
Yörünge dışındayız Kaptan. Mr Sulu sululuğu bırakıp yörüngeden ne kadar
saptığımızı söylesin Kaptan!
Sir Kaptan Körk- Sulu yörünge sapması?
Mr Sulu- (O sırada yanındaki yüzü peçeli kadınla konuşmaktadır. Hırsla dönüp Mr
Spock’a bakarken göz ucuyla da Kaptanı
takip eder) Yörünge sapması 8x10 üzeri eksi 3. Biraz ilerde sağa kıracagız
dümeni, Merkür’den kurtulunca 0.008 Grad sağ yapacağız.
Sir Kaptan Körk- Oğlum Sulu, uzayda sağ, sol
olur mu? Koordinat versene ulan sulu...
Mr Sulu- Özür dilerim Kaptan. Bir an
dalmışım. (Gözü yüzü peçeli hatuna kayar
yine. Kamera Mr Sulu’nun gözüne yakın plan ve ardından kısa pan ile Aşura’nın
peçeli profiline kayar) Aşura bacım şu koordinatları okur musun rica etsem?
Mrs Aşura- (askerce bir ifadeyle) Pozisyon, X 67.78, Y 007.00 Z 180.00 efendim.
Sir Kaptan Körk- (Gülerek başını çevirir. Kamera Körk’ün altın dişlerine zoom yapar.)
Baş aşağı uçuyoruz lan. Üsteğmen Sulu düzelt şunu. Yörünge sapmasını ayarla,
Merkür’ü solladıktan sonra hedef Dünya, İstanbul Garajı. Coğrafik koordinatları
Google GPS ten alınız. Bunları hep ben mi söyleceğim arada bir de sen yapsana
arkadaş!
(Başını sağa sola sallar) Hayırlısıyla
dünyaya varırsak... ben yapacağımı biliyorum.
Mr Sulu-(Kaptana gülümseyerek) Boğaz’da rakı, balık? Ne dersiniz Kaptan? Sen de
gelir misin Aşura bacım? Misafirimiz olarak?
Mss Aşura- (Kamera peçenin dışında kalan baygın bakan sürmeli gözlere zoom yaparak
girer) Bacım mı?
Mr Sulu- (Sol yandan kameranın görüş açısına girer şimdi her ikisi de çerçevededir.) Affedersiniz Teğmenim... Misafirimiz ol Mss Aşura.
Sir Kaptan Körk- Önünüze bakınız ciddiyet
lütfen! Geçen seferdeki gibi, birine arkadan toslamayalım. Cezalar beş misli
ağırlaşmış İstanbul’da. (Kahkaha atar)
bu sefer maaşına el koyarlar Sulu oğlum.
Mr Sulu- Yörünge sapması geri alındı Kaptan.
Önümüz Dünya gezegeni.
Sir Kaptan Körk- Oğlum Dünya’ya Dünya de, O
alelade bir gezegen mi? Vatanımız be. Biraz ara gazı ver, bir an önce
varalım..(Ellerini ensesinde
birleştirerek geri yaslanır, ön duvardaki ekrana memnuniyyetle bakar)
Mr Sulu- Başüstüne Kaptan!
Act
II Sahne Aynı
(Kamera komuta merkesi sürme giriş kapısına
yaklaşır, kapı fışlayarak açılır. Kapıda Doktor, Kazan Tatarlarından birisi
olması muhtemel, beyaz önlüğüyle görülür)
Doktor- (Telaşla içeri girer Kaptana doğru yürür) Kaptan, Kaptan
Sir Kaptan Körk- (Alçak sesle) İti an çomağı hazırla. Sen niye revirde değilsin Doktor.
Doktor- (Kaptanın koltuğuna yanaşıp elini samimi bir halde Kaptanın kolunun
üstüne atar.) Artık fazla mesai yapmıyorum Körk. Senin bu saatte günlük
rapor yazdırdığını biliyorum. Bizim Revirin ihtiyacı olan bir sürü eksiğimiz
var. Ben listeyi çıkardım sana Whatsapp la gönderdim. Onu da eklemeni
hatırlatmak istedim.
Sir Kaptan Körk- Evet... Günlük rapora ek... Lojistiğin
dikkatine. Geminin eksilen tıbbi malzeme listesini ekliyorum, kişisel
adresimden. Eksiklerin tamamlanmasını talep ediyoruz. Tamam mı?
(Kamera tekrar kapıya döner, kapı fışlayarak kayarak
açılır ve içeri, salına, salına beyaz bir Ankara kedisi girer.Türk olmasına
rağmen anası onu US de doğurduğundan artık Angora Amerikan bir kedi olmuştur.
Gider Kaptanın yanına gelip kucağına sıçrar, teklifsizce oturur. Kamera onu takip
eder. Kaptan da ona sarılır.)
Doktor- (sinirli sinirli konuşur) Yaa Kaptan, yapma lütfen, bu küçücük
geminin içinde bu kedi ve onun micron kalınlığındaki tüyleri, sağlık açısından rahatsız
edici. Geçen gün umumi temizlik ve dezenfeksiyon sırasında cihazların arasından
çıkan tüy yumaklarını görmediniz mi Kaptan? Labratuarda sakladım. Uzayı kirletmemek
için. Uzayda tıkanıp kalacağız valla.
Sir Kaptan Körk- Doktor sen de taktın benim
kedicime... Birazdan İstanbul’a inişe geçeceğiz. Düşünsene Dünyanın en güzel
yerlerinden biri. İnişten sonra biraz toparlanıp Boğaz’a yemeğe gideriz, sen de
gelirsin. Onbeş gün buradayız. Üzerimizdeki stresi atalım. Deniz, balık, roka,
rakı ve kadınlar... Pardon Doktor senin ilgi alanının dışında... Harika bir
akşam olacağına bahse girerim. (Altın
dişlerini göstererek güler.)
Doktor- Körk, dişlerinden memnun musun?
Sana check up sırasında soracaktım ama gelmedin Kaptan? Altın kaplamalar
rahatsızlık veriyor mu?
Sir Kaptan Körk- valla rahatsız olsam da
olmasam da servetimi ağzımda taşımak bana güven veriyor Doktor. Bankalara hiç
güvenim kalmadı. Geçen mali krizde bütün birikimim hiç oldu... Gözümün içine
baka baka paramı iç ettiler Doktor. Mss Aşşura senin fikrin ne? Altın dişlerim
nasıl duruyor? (Ona doğru sırıtır, Kamera
Mss Aşşura’ya döner. Peçenin arkasından hafifce gülümsediği görülür)
Mr Spock- Kaptan!
(Mr Spock’un çığlığıyla, orada bulunanlar yerlerinden
sıçrayıp, ona doğru dönerler)
(Kamera Mr Spock’a doğru pan yapar. Mr Spock
kameraya gülümseyince onun da öndeki altın dişi görünür. Ciddiyetle uzaydan
gelen sinyalleri dinlemektedir.)
Mr Spock-
Kaptan kuvvetli sinyaller alıyorum. Dünya’dan olabilir.
Sir Kaptan Körk- İçeriye ver Mr Spock.
Dinleyelim.
Mr Spock- Başüsütne Kaptan!
(Kamera komuta merkezini pan ile tarar.
Spock’un yüzünde durur. Ciddiyetini korumaktadır, ortamda hışırtılar ile bazı
ses kırıntıları duyulur. Bir yerlerde biri
gazetecilere demeç vermektedir)
Sir Kaptan Körk – Nedir bu Spock?
Mr Spock- Bir dakka Kaptan. Türkçe bir yayın.
Translator cihazı devrede. (önündeki
düğmelerle oynar, ses biraz daha netleşir)
Ses- Milli iradenin tecellisinden
korkanlar, yeter artık sayılmasın diyorlar. Olur mu yahu? İşte onların
demokrasi anlayışları bu! (Ses
kaybolurken hışırtılar içinden başka sesler duyulur.) Tecelli edene kadar
sayılması talimatı verdim. Gereğini yapıyorlar... (parazitler arasında sorular gelir) Evet Dünya başkentimiz
İstanbul’da yeniden seçim kararı aldırdık, yetmedi Adaları Modaları dahil
ettik, sayım sırasında gördük ki gene ... (parazitler)
Bu üçüncü seçim kararı halâ direniyorlar. Ne yani vatanımızı bunlara mı
bırakalım.
Yahu
sandıkta darbe yapmaya kalktılar. Binanaleyh alın da gaçan mı?
Sir Kaptan Körk- Bu yayın nerden geliyor?
Mr Spock- Koordinatlara göre dünyadan Kaptan.
GPS e göre İstanbul’dan. Ama bildiğim kadarıyla bu seçim biz yola çıkarken
yapılmıştı. Dünya medyası heyecanla bahsetmişti Kaptan.
( Kamera Spock’un yüzündedir. Yüzünde bir
ciddi ifade ile kaşının biri kalkık konuşmasına devam eder.)
Biz
döndük geldik, Dünya zamanına göre on iki sene geçti. Bu durumda ya bu
seçim O seçim değildir ya da
Einstein’nın zaman ve hız teoremi badem olmuş durumda, yeniden doğrulanmalı Kaptan.
Sanki seçimler dün yapılmış gibi.
Sir Kaptan Körk- Ya, Her neyse geçelim.
Mr
Spock- Bir dakika başka sesler karışıyor, biraz daha optimizasyon...
Ses –(Alçalıp yükselmektedir, bir TV çekiminden kayıtlar uzaya yayılmaktadır)
Hanfendi siz neyi soruyorsunuz? Evet seçimden beri bu spor salonunda yatıp
kalkıyoruz. On senedir, buradayız eve nadir gidip geliyoruz, ailemizi görmek, banyo
yapmak, çamaşır değiştirmek için filan... (Yayına
parazitler karışır) mesela şu zarfları sayan göbeğine kadar sakallı arkadaş,
Osman, oğlum Osman bi bak len. Kızının düğününe gidemedi, şimdi beş yaşında
torunu var, öyle değil mi lan? Bu bir eziyet hanımefendi! Oy sayımları
tekrarlandıkça gönüllü mahpusuz.
Hayatımız karardı valla... (Mikrofon
adama doğru yanaşır, zarfları saymaktadır, adamın sesi duyulur)
Ses- Sekizbin sekizyüz yetmişbeş,
sekizbin sekizyüz yetmişaltı, sekizbin sekizyüz yetmişyedi, nee diyorsunuz?
Sekizbin sekizyüz yetmişsekiz (Muhabirin
sesi duyulur Kolay gelsin der) ..Eveet?
Sekizbin sekizyüz neydi... Aney nerde
kalmıştım? Sekizbin sekizyüzzz... neydi lan?
Yetmiş yedi miydi, sekiz miydi (Kadın
muhabir araya girer)
Kadın – Sekizbin sekizyüz yetmişsekiz di.
Ses – Hahh işte, yetmiş sekizdi. Şeyy... Bu zarftan önce miydi, yoksa sonra mı?
Kadın – Farkında değilim ama galiba hmm
... şundan evvel olmalı mı acaba?
Ses – Yetmişyedi miydi? (Kız sekiz
idi galiba derken kekeler, Adam patlar) Tüh Allah belanızı vermesin
ulan Hüsam, ulan ne karıştırıyorsun beni ulan. Bu zarfları 101 inci defa şeydiyorum ulan hıyar herif bilmiyor musun?
Eşşoğlu ... Affedersin bacım.. Ananınnn...
(Ses kaybolur, Parazitler yükselir)
Sir Kaptan Körk- Spock kes şunu artık! Ne
yaparlarsa yapsınlar. Bizi ilgilendirmiyor, değil mi?
Mr Spock – Öyle deme Kaptan eğer bu işler
böyle sürüp gidiyorsa İstanbul’da ulaşım vs aksamış, çöpler dağ olmuştur
tahminim... Boğaz çöp kokuyordur. Elektrikler de kesiliyordur. Akşam yemeği
vaziyeti kel abicim. Gemide tabldota talim var. (Kamera sırıtmakta olan, Spock’un altındişlerine zoom yaparak sahne
kararır)
Sadık
Mercangöz 8 Nisan 2019, Bağlıca, Ankara,
11:59
Biraz sonra malum kedi tekrar gelir. Uzun yıllardan beri aynı geminin içinde hapis yaşamaktan sıkılmıştır... "Kaptan, çıkarın beni bu kaptan," diyerek uzaklaşır. Gözleri çakmak çakmaktır... Her eyes are lighter lighter...
YanıtlaSilHer eyes are hallogram
YanıtlaSil